Afrika genel olarak Avrupalı ülkelerin tarih boyunca sömürdükleri bir bölge olmuştur. Bu sömürge döneminin kıtada bıraktığı tahribatlar bağımsızlık sonrası süreçte de kendini maalesef göstermiştir. Zayıf yönetimler, etnik kökenlerin siyasetteki önemi, keyfilik, sahip olunan kaynakların kıtlığı hem ülkeler arasında çatışmaya hem de ülke içinde iç savaşlara sebep olmuştur.
Giriş
Ülkelerin bir kültürü, tarihsel birikiminin oluşmamasının ve kıtada bağımsızlığını kazanan devletlerin birbirlerine karşı güvensizliğinin oluşmasının sebepleriden biri de sömürgeci devletler olmuştur. Bölgede bir istikrarın sağlanmamış olması da bu çatışmaları ve memnuniyetsiz, huzursuz havayı tetiklemiştir.
Soğuk Savaş sonrası döneme bakıldığında genel olarak kuzey yarımkürede işler farklı bir boyut kazanırken Afrika’da birçok şiddetli çatışma yaşanmıştır. Bunlardan bazıları devlet dışı olmakla beraber ülke içindeki çatışmalarda vardır. Yaşanan bu çatışmalar sebebiyle birçok sivil ölmüştür. Ayrıca ülkelerin ekonomileri de bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
Afrika Birliği ekonomik kalkınmanın yanı sıra bölgedeki bu güvensizlik ortamını çözmek için Afrika Barış ve Güvenlik Mimarisini yürürlüğe sokmuştur. Afrika için bir entegrasyon süreci başlatılmıştır. Bu süreçte ekonomik ve siyasal kalkınma amaçlanmıştır. Bu entegrasyonun kurumsallaşmasının sebeplerinden birisi ülkelerin tek başlarına bu süreçle sahip olacakları güce ulaşmalarının zor olduğu kabul edildiği içindir.
Afrika Birliği’nin kurulmasıyla birlikte amaçlanan kolektif bir birlik oluşturmaktır. Bunu hem ekonomik-siyasal açıdan hem de toplumsal açıdan oluşturmak için çaba gösterilmiştir. Birlik kıtada yaşanan krizlere, problemlere kolektif yanıt verilmesi için düzenlemeler yapmıştır. Kurucu yasasında belirtildiği üzere birlik üye devletlere müdahale hakkına sahiptir. Böylece kıtada oluşan devletlerarası krizlerin çözümünde hızlı hareket edilebilmesine hem de farklı yetkili bir mercinin oluşmaya başladığını anlayabiliyoruz.

Afrika Birliği’nin Bu Değişimdeki Yeri
Afrika Birliği 1963 yılında kurulmuştur. Devletlerin arasındaki çatışmaların yerini iş biriliğinin alması bölgedeki refahın arttırılması ve ayrıca sömürgeciliğin izlerini silerek Afrikalı devletlerin de uluslararası iş birliği kurabilmelerini amaçlıyordu. Soğuk Savaş döneminde örgüt bağlantısızlar grubu arasındaydı. Bu dönemde blok çatışmalarına katılmak yerine kıtadaki bazı devletlerarası çatışmalarda arabulucu görevi görmüştür, bazı çatışmaların çözümünde de başarılı olmuştur.
1970’li yıllarda sorunları çözmek için devletler iş birliği yapmışlardır. Bunun sonucunda 1979 Afrika İnsan ve Halkların Hakları Sözleşmesi kabul edilmiştir. bu sözleşme kendisinde daha önce yapılmış Avrupa ve Amerika insan haklarını örnek almıştır. Birçok aşağılayıcı duruma karşı tavır takınmış, ırkçılık ve her konuda ayrımcılığa karşı olduklarını bildirmiştir. Bu sözleşme self-determinasyon için de dönüm noktası olma niteliğine sahiptir.
Birlik bölgede sağlanamayan istikrar sebebiyle aktif şekilde çalışmıştır. Ekonomi için yapılan çalışmalarda bölgede yaşanan çatışmaların olumsuz etkilerini fark ettiklerinde çatışmayı önlemek için bir mekanizma kurmuşlardır.
Afrika Birliği Örgütü 2002 tarihinden beri Afrika Birliği olarak çalışmalarına devam etmektedir. Kurucu yasasında prensiplerini açıklamaktadır. Asıl amaç her alanda kalkınma, demokratik yönetimler ve barış ortamının oluştuğu istikrarlı yönetimlerdir.

Afrika Barış ve Güvenlik Mimarisi
Afrika Birliği’nin Barış ve Güvenlik Komisyonu tarafından oluşturulmuştur. “APSA kıtasal, bölgesel ve ulusal düzeyde birbiriyle ilintili bir yapıdan oluşmaktadır.” Kıtasal olarak güvenliği sağlamaya çalışanlar arasındaki ilişki hiyerarşik değildir, daha çok birbirlerini destekleyici şekildedir. Kıtada birçok bölgesel kuruluş vardır ve devletlerin bunlara katılımında bir kısıtlama yoktur.
Barış ve Güvenlik Konseyinin görevi isminden de anlaşılacağı üzere bölgedeki güvenliği sağlamak ve barış ortamında istikrarı korumaktır. Bunların sürdürülebilir olması için de ekstra çaba göstermektedirler. Çatışmaların çözülmesi ve barışın sağlanması için gerekli olanların oluşturulması için gereken sorumluluk Barış ve Güvenlik Konseyi’ndedir. Sağlanan barış sonrası bunun devamlılığı için de konsey bölgede çalışmalarına devam eder. Ayrıca Afrika Birliği’nin savunma politikasından sorumludur.
Barış ve Güvenlik Konseyi seçimle oluşturulur ve süresi dolan ülkeler tekrar aday olabilirler. “Komisyon Başkanı ile birlikte Barış ve Güvenlik Konseyi, bir üye ülkede anayasal olmayan hükümet değişikliklerinde yaptırımlar belirleyebilmekte; terörizme karşı bölgesel ve kıtasal düzeyde faaliyetleri koordine etmekte; Birlik ile bölgesel mekanizmalar arasındaki iş birliğini uyumlulaştırmakta ve Birlik ile BM arasında barış ve güvenliğe yönelik güçlü ortaklık kurmaktadırlar.” Üye ülkeler komisyonun aldığı kararlara uymak zorunda ve iş birliği konusunda yardımcı olmalılardır.
Kaynakça
Kaynak 1: KARAGÜL Soner ve ARSLAN İbrahim, Afrika’da Barış ve Güvenliğin İnşasında Kıtasal Yaklaşım: Afrika Barış ve Güvenlik Mimarisi, Güvenlik Stratejileri Yıl: 10 Sayı: 19