Bölüm 1: İtalya-Etiyopya Savaşı’nın Arka Planı
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Afrika’nın doğusunda başlayan II. İtalya-Etiyopya Savaşı, aslında İtalya’nın yıllardır içinde tuttuğu Avrupa’nın diğer kalbur üstü ülkelerine göre geride kalmışlık sendromunun bir dışavurumu gibiydi. İtalya’nın, İngiltere veya Fransa gibi milyonlarca insan kaynağı ve tonlarca doğal kaynak alabileceği denizaşırı toprakları yoktu. Versay Anlaşması’nın etkilerini çok hızlı atlatan Almanya gibi çok gelişmiş bir sanayiye de sahip değildi. Birinci Dünya Savaşı’nda bırakın ekonomik ve fiziki açıdan güçlenmeyi, kendisine vadedilen toprakları bile Yugoslavya’ya kaptırmıştı. Halkın gözünde ülkenin imajı yerle bir olmuştu. İstikrarsız koalisyon hükümetlerinin yerine halkın sevgisini kazanan, milliyetçi Benito Mussolini geldi. Mussolini gelir gelmez işe koyuldu ve aslında birçok şeyi de düzeltti. Sanayiyi ayağa kaldırıp orduyu çağdaşlaştırdı. Fakat anti-demokratik hareketlere izin verdiği için halkın gözünde Orta Çağ’dan kalma bir kral gibiydi. Bunu düzeltmenin ise tek yolu vardı. Bağımsız ama güçsüz bir ülke bulup kendi sömürgesi haline getirmek. Bunun için en ideal yer ise belliydi: Etiyopya.
Bölüm 2 : Her Şey Başlıyor
Etiyopya bulunduğu coğrafyadan ötürü tarih boyunca ele geçirmesi zor olan bir ülkeydi. Fakat İtalya işin en zor kısmını baştan halletmiş, Eritre ve Somali’yi kendi topraklarına dahil ederek Etiyopya’nın etrafını sarmıştı. Buna ek olarak İtalya bu savaşa bir intikam fırsatı gözüyle bakıyordu. Çünkü İtalyanlar 3 kere Etiyopya’ya saldırmış fakat başarısız olmuşlardı. 3 Ekim 1935’te 200.000 İtalyan askeri resmi savaş açıklamasını beklemeden Eritre üzerinden taarruza geçti. Aynı anda küçük bir birlik de Somali’den saldırıya geçti. 6 Ekim’de İtalyanlar için sembolik bir zafer kazanıldı. Adwa’nın kontrolünü ele geçiren İtalyanlar için bu tam anlamıyla intikam demekti çünkü ilk Etiyopya Savaşı’nın yenilgisi burada alınmıştı. Etiyopya o dönemde bugün olduğu gibi gelişmemiş bir ülkeydi, orduların iletişimleri çok zayıftı çünkü bir telli iletişim hatları yoktu, iletişim için askerler çalışıyordu. Eritre’deki birliklerin çok yavaş ilerlemesinden sıkılan Benito Mussolini komutan değişikliği yaparak ilerlemeyi hızlandırdı ve beklendiği gibi zayıf Etiyopya güçleri buna karşı koyamadı.
Öte yandan İtalya-Etiyopya Savaşı ile Mussolini siyasi yalnızlığını da yıkmıştı. Almanya ile İtalya günden güne daha da yakınlaşıyordu. Fakat bir tezatlık vardı çünkü Almanya Etiyopya’ya asker ve silah göndermişti. Tarihçiler ise bunun sebebini İtalya’nın o dönem Almanya’nın Avusturya’yı topraklarına katmak için yapacağı antlaşma olan Anschluss’a karşı çıkması olarak yorumluyor. Mussolini anladı ki Almanya da kendisi gibi sadece çıkarına bakıyordu. Bu yüzden Mussolini Etiyopya için Avusturya’dan vazgeçerek tekrardan odağını savaşa verdi. Etiyopyalılar İtalyan güçlerine karşılık vererek İtalyanların özellikle ağır top ve kimyasal silah kullanmasıyla geri çekilmek zorunda kaldılar.
Bölüm 3: İtalya-Etiyopya Savaşı’nın Sonu
Günler geçip gitti ve savaş İtalyanların lehine dönmeye başladı. İtalya önce Mart 1936’da stratejik önem taşıyan Harar şehrini bombaladı, 2 gün sonra ise Etiyopyalıların karşı atak veya isyan çıkarmalarını önleyen Maychew Savaşı’nı kazandı. Bundan yaklaşık 2 ay sonra, 2 Mayıs 1936’da İmparator Haile Selassie sürgüne zorlandı. 5 Mayıs’ta başkent Addis Ababa İtalyan kontrolüne geçti. 7 Mayıs’ta ise İtalya bütün Etiyopya’nın kontrolünü ele geçirdiğini açıkladı. Savaştan sonra İtalya, Doğu Afrika’daki denizaşırı topraklarını “İtalyan Doğu Afrikası” adı altında birleştirdi. Bu topraklar Eritre, Somali ve Etiyopya topraklarıydı. Savaş sonrasında ise İtalya ve Etiyopya birlikleri arasındaki küçük çaplı çatışmalar 19 Şubat 1937’ye kadar devam etti. Yine aynı gün İtalyanlar başkent Addis Ababa’da sivilleri kontrol altına almak istedi. Sayıları 1.400 ila 30.000 arasında değişen sivilin öldürüldüğü Yekatit 12 adında bir harekât düzenlediler. Bölgedeki sivil isyanları bastırmak adına askeri baskı uygulamasıysa 2. Dünya Savaşı’nın başına kadar devam etti.
Sonuç
İtalya-Etiyopya Savaşı ile birlikte İtalya aslına sanıldığı kadar güçsüz olmadığını ve 1. Dünya Savaşı’ndan sonra toparlanmayı başardığını bütün Dünya’ya göstermiş oldu. Fakat bunları yaparken bazı anlaşmaları çiğnedi. Mesela Cenevre Protokolü’ne aykırı olarak hardal gazı kullanarak milyonların hastalanmasına sebep oldular. Ayrıca Kızılhaç’ın raporlarına göre kasten ambulans ve sahra hastanelerine bombalı saldırılar düzenlendi. Ve tüm bunların sonucunda yaklaşık 70.000 Etiyopya askeri hayatını kaybetti.