Kafkaslar tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve birçok milletin yurdu olmuştur. Temel olarak Hint-Avrupa kökenliler, Kafkasya yerlileri ve Türkler bölgede hakim olmuş, çeşitli devletler kurmuşlardır. Bu çok çeşitlilik tarih boyunca çekişme ve çatışmaları beraberinde getirmiş; bölgede Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağıldıktan sonra ortaya çıkan Azerbaycan ve Ermenistan devletleri Dağlık Karabağ bölgesinin kime ait olacağı hususunda anlaşmazlığa düşmüş ve iki büyük savaş yaşamışlardır.
Bu çatışmalar da hem Azerbaycan hem de Ermenistan çeşitli devletlerden yardım almıştır. Azerbaycan İsrail ile olan yakın ilişkileri sayesinde bu çatışmada İsrail’in kendisinin yanında olmasını sağlarken Ermenistan ise İsrail desteğinden yoksun kalmıştır. Bu yazının ilk kısmında Güney Kafkaslarda yaşayan Yahudi topluluklarının tarihi anlatılıp ikinci kısımda Azerbaycan ve Ermenistan devletlerinin İsrail ile olan ilişkileri ele alınacaktır.
Ermeniler ile Yahudilerin Tarihsel Etkileşimleri
Ermeniler ve Yahudiler tarihsel süreç içerisinde yakın etkileşimde bulunmuş iki millettir. Bu iki milletin tarih sahnesinde karşı karşıya gelmeleri MÖ. 69 yılına kadar uzanmaktadır. Ermenistan kralı olan II. Tigranes Kutsal Topraklardan binlerce Yahudi’yi Ermenistan İmparatorluğuna sürgün etmiştir. Ermenistan’daki Yahudi varlığı ilk olarak bu dönemde gözükmektedir. Yahudiler Sasani Kralı II. Şapur dönemine kadar Ermenistan’a göç etmeye devam etmişlerdir.
650-1016 yıllarında yaşamını sürdüren Hazar krallığı, “Avrupa’nın uzak doğusu, kendi kabileleri Türki Hazarlar da dâhil olmak üzere çok sayıda kabileye başkanlık eden Yahudi krallar tarafından yönetilmiştir. Yahudiler kendi isimlerini kullanmış ve İbranice konuşmuşlardır, ayrıca Ermenistan topraklarının büyük bir bölümünü fethetmişlerdir. Ermenistan’da yaşayan başka bir Yahudi topluluğu Rusya’daki dini zulümden kaçan ve on sekizinci yüzyılın başından beri Ermenistan’da Sevan Gölü çevresine yerleşen etnik Rus Yahudilerinden oluşan bir topluluk olan Subbotniklerdir. Şabat Halklarından oluşan Subbotnikler’in bir kısmı hala Ermenistan’da yaşamaktadır. Ancak Ermenistan’daki ekonomik koşullar nedeniyle büyük çoğunluğu Rusya’ya geri dönmüşlerdir. 14.yüzyıla gelindiğinde Ermenistan’daki Yahudi varlığı sadece Kürt Yahudilerinden oluşmaktaydı. Ermenistan’daki Yahudi nüfusunun yoğunlaşmaya başladığı dönem 19. Yüzyılın başlarıdır. Polonya ve İran’dan gelen Yahudiler Ermenistan yerleşmişlerdir. Gelenlerin birçoğu İkinci Dünya Savaşı yüzünden yerinden edilenlerden oluşuyordu. Ayrıca 1965-1972 yılları arasında çok sayıda alanlarında yetkin Yahudi Rusya ve Ukrayna’dan Ermenistan’a göç etti.1959 yılında Ermenistan’daki Yahudilerin sayısı 10 bini aşmıştır ancak Ermenistan’daki sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle Yahudilerin büyük çoğunluğu Ermenistan’dan İsrail’e göç etmiştir. Günümüzde Ermenistan’da 500 kadar Yahudi olduğu söylenilmektedir.
Osmanlı Döneminde Ermeni-Yahudi İlişkileri
Osmanlılar döneminde Ermeni ile Yahudi halkları arasında bir çekişme mevcut idi. Bu çekişme üç başlıkta toplanabilir. İlk olarak Ermeniler ile Yahudiler arasındaki dini ön yargılar bu milletler arasındaki çekişmenin ana nedenlerinden birisidir. Yahudilerin Fısıh bayramında Hıristiyan Ermenileri katlettikleri Ermeniler arasında söylenegelmiştir. İkinci sebep ise Yahudilerin Osmanlı yönetimindeki etkilerinin artmasıdır. Rumlar ve Ermeniler İmparatorluğun çeşitli kademelerinde etkiliyken Yahudilerin sayısının artması Ermenilerin etki alanların azalmasını işaret ediyordu. Son olarak Arap topraklarındaki milliyetçi-ayrılıkçı hareketler Yahudileri olumsuz etkilemiştir.
Modern Ermenistan Döneminde Yahudiler ve Ermenistan-İsrail İlişkileri
1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ve komünizm çatısı altında birleşik bir halklar ve dinler topluluğu yaratmaya yönelik başarısız girişiminden sonra, bir yüzyıldan fazla bir süredir açılan ilk Sinagog ve Yahudi okulu Ermenistan’da kuruldu. İbranice dersleri, Şabat hizmetleri ve dini bayramların özgürce yaşanılması sağlandı. Bu bağlamda Ermenistan halkı ile Yahudi halkı arasında modern dönemde çok ciddi çatışmaların olmadığını söylemek mümkündür. Ancak Ermenistan siyasetinde anti-semitik söylemler görmek mümkündür. Örneğin Ermenistan Milli Meclisi Başkanvekili olan Ara Saakian ‘Yahudi Lobisinin’ Ermenistan üzerinde planları olduğunu söylemiştir.
Ermenilerin Yahudilere karşı bu güvensizliğinin veya karşıt olan tutumunun ilk sebeplerinden birisi dindir. Ermenistan kimliğini oluşturan en önemli etmenlerden biri ülkenin Hıristiyan olmasıdır. MS 4. yüzyılda, Ermenistan, Hristiyanlığı resmi olarak benimseyen ilk devletlerden biri oldu. Kilisenin Ermeni devleti üzerindeki etkisi günümüzde de devam etmektedir. Ermeni Apostolik Kilisesi, hala olarak resmi statüye sahiptir. Dolayısıyla Ermenistan tamamen laik bir devlet değildir. Bu gibi sebeplerden dolayı Ermenistan siyasetinde üretilen siyasette kilisenin rolü önemlidir.
Ermenistan İsrail ilişkilerini etkileyen olumsuz diğer nokta ise Ermenistan’ın batıya karşı duyduğu güvensizliktir. Ermenistan’ın sosyo-ekonomik yapısı toplumda Batıya karşı olumsuz hislerin geliştirilmesinde kolaylık sağlamaktadır. Ermeni diasporasının Batı ülkelerinde güçlü bir diasporaya sahip olan Ermenistan bu diasporadan ve Batılı devletlerden yeteri kadar yardım almadığını düşünerek aynı şüpheciliği Yahudilere karşı da geliştirmişlerdir. Keza Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın Batının güvenilir müttefikleri olmasından -özellikle enerji alanında- dolayı Ermenistan’daki Batı şüpheciliği giderek artmıştır.
Ermenistan İsrail ilişkilerinin olumsuz seyretmesinin bir diğer nedeni de İsrail’in 1915 Olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımamasıdır. Ermeni tezlerine göre 1915 olayları ile Holoskot arasında herhangi bir fark yoktur; 1915’e karşı dünya kamuoyunda yeterince tepki verilmemesi nedeniyle Holoskot yaşandığını savunurlar. Ancak İsrail 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak kabul edilmesi hususunda Türkiye ile Yahudiler arasında olan tarihi yakın ilişkiler, Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin iyi düzeyde olması ve 1915 olaylarını Soykırım olarak tanınmanın Yahudi halkının çıkarına olmadığı gerekçeleriyle bu tanımayı gerçekleştirmemiş; bu durum Ermenistan’ın pek hoşuna gitmemiştir.
Toparlayacak olursak Ermenistan politikasındaki Anti-Semitik tutumların başlıca nedeni Ermeniler ile Yahudiler arasındaki çetrefilli ilişkiler ve Türk-Yahudi ilişkilerinin tarihsel açıdan iyi olmasıdır. Ayrıca Batı ülkelerinin Türkiye ve Azerbaycan ile yaptığı işbirliklerinde Ermenistan’ın dışlanması Ermenistan’daki Batı şüpheciliğini giderek artırıyor ve bunun sonucunda Anti-Semitik bakışlar artmaktadır. Ayrıca Ermenistan’ın bölgedeki barış ortamını bozarak Dağlık Karabağ’da kazanımlar elde etmesi; Bu kazanımları İran desteği ile sağlaması İsrail’in Azerbaycan’ı desteklemesini sağlamış ve bu tutum da Ermenistan’ın İsrail ilişkilerine olumsuz yansımıştır.
Azerbaycan ile Yahudiler Arasındaki Tarihsel Etkileşim
Yahudiler bazı rivayetlere göre MÖ 5. yy’dan itibaren Azerbaycan topraklarında yaşamışlardır. Yahudilere göre, atalarının MÖ 586’da Babil Kralı Nebukadnezar tarafından Kudüs’ün yıkılmasının ardından Azerbaycan topraklarına geldiği yönündedir. Nebukadnezar, eski Judean Krallığı’nın çok sayıda nüfusunu, bugünkü Azerbaycan topraklarını da içeren bölgeye sürmüştür.
Pers İmparatoru MÖ 539’da Babil’i ele geçirdikten sonra, Yahudilerin Kudüs’e geri dönmesini teşvik etti, ancak büyük bir Yahudi yerleşimci topluluğu bugünkü Azerbaycan kaldı. Sonuç olarak, Pers Kralı’nın sınırları içinde önemli bir Yahudi diasporası oluştu. Persler bu diaspora ile iyi geçinip, Yahudilerin teknik konulardaki yetkinliklerini devlet yönetiminin çeşitli kademelerinde kullanmıştır.
Azerbaycan topluma Müslümanlık hakim olduktan sonra Azerbaycan’daki Yahudiler stabil bir yaşam olanağını kazanmış; İlhanlılar döneminde Yahudi cemaati Azerbaycan’da önemli bir etki alanına sahip olmuştur. İlhanlılar dönemindeki Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde önemli Yahudi nüfusu vardı ancak 16. ve 17. yüzyıllarda Yahudilere karşı gerçekleştirilen olaylarda Pers İmparatorluğundaki Yahudi nüfusunda azalmalar görülmüştür. Ayrıca Persler ile Osmanlılar arasındaki mücadeleden de olumsuz etkilen Yahudiler çeşitli Azerbaycan Hanlıklarına canlarını korumak amacıyla göç etmişlerdir. Azerbaycan topluma Müslümanlık hakim olduktan sonra Azerbaycan’daki Yahudiler stabil bir yaşam olanağını kazanmış; İlhanlılar döneminde Yahudi cemaati Azerbaycan’da önemli bir etki alanına sahip olmuştur. İlhanlılar dönemindeki Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde önemli Yahudi nüfusu vardı ancak 16. ve 17. yüzyıllarda Yahudilere karşı gerçekleştirilen olaylarda Pers İmparatorluğundaki Yahudi nüfusunda azalmalar görülmüştür. Ayrıca Persler ile Osmanlılar arasındaki mücadeleden de olumsuz etkilen Yahudiler çeşitli Azerbaycan Hanlıklarına canlarını korumak amacıyla göç etmişlerdir.
Rus İmparatorluğu döneminde Yahudilerin Azerbaycan’daki varlığı hususunda yeni bir dönem başlamış; Yahudiler çeşitli iş kollarında önemli başarılar yakalamış, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen Yahudiler Azerbaycan’a gelip ticaret ve bankacılık gibi alanlarda faaliyetlerde bulunmuşlardır . Rus İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği dönemlerinde Yahudiler Azerbaycan’a olan ilgisini asla kaybetmemiştir. Ancak 1980’lerde Azerbaycan’daki koşullar ve Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle Yahudi nüfusunun bir kısmı Azerbaycan’dan dünyanın çeşitli ülkelerine göç etmiştir .
Azerbaycan-İsrail İlişkileri
Azerbaycan’ın Sovyetler Birliğinden ayrılmasından sonra 25 Aralık 1991’de İsrail Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanımış, bu iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 7 Nisan 1992’de tesis edilmiştir. Azerbaycan Müslüman çoğunluğa sahip olmasına rağmen İsrail ile ilişki tesis eden ilk üç ülkeden biridir.
1992’den 1995’e kadar İsrail-Azerbaycan işbirliği, ülkeler arasındaki ilişkilerin yeni tesis edilmiş olduğundan, düşük profilde ve genellikle gayri resmi bir karaktere sahipti. Dağlık Karabağ Savaşı döneminde Azerbaycan’ın Batı Bloğu ülkelerinin yalnızlaştırma politikasına maruz kalmıştır; Ayrıca Azerbaycan bu dönemde Rusya ve İran gibi büyük ve güçlü devletlerin Dağlık Karabağ konusunda yaptıkları askeri baskılar nedeniyle yeni işbirlikleri aramıştır. Bu dönemde İsrail, Azerbaycan’a askeri teknik bilgisini ve diplomatik desteğini sunmuştur. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmeye başladığı dönem Birinci Dağlık Karabağ savaşı denilebilir. İsrail ve Azerbaycan ortak tehdit olan devletlere karşı güçlerini birleştirip stratejik bir ortaklık kurmuşlardır.
Ilya Bourtman Azerbaycan ve İsrail arasındaki ilişkileri şu sözlerle açıklamaktadır: ”Hem İsrail hem de Azerbaycan, varlıkları olmasa da meşruiyetlerine yönelik meydan okumalarla karşı karşıya. Her ikisi de ancak komşularıyla bir toprak savaşının ardından bağımsızlık kazandıktan sonra öfkeyle yargılanma duygusunu paylaşıyor. Savaş ve kuşatma kaynaklı güvensizlik kompleksleri, hem Kudüs hem de Bakü’nün bölgeyi benzer bakış açılarından görmesine neden oluyor, Hem İsrail hem de Azerbaycan hükümetleri Radikal-İslam’ın büyümesinden korkuyor.” Burada Müslümanlığın rolünün altını çizmek gerekmektedir. Şii Müslüman çoğunluklu bir nüfusa sahip olan Azerbaycan Sovyetler Birliği’nin de etkisiyle yıllar içerisinde sekülerleşmiş; Türk dünyasının diğer ülkelerine göre halkı en seküler olan devlettir. Bunun da etkisiyle İsrail ve Yahudilere herhangi dinsel ön yargıyla yaklaşılmamış. Bu iki devlet ve millet yakın ilişkiler içerisinde olmuştur. Azerbaycan sürekli olarak anti-semitizme karşı durup İsrail ile olan bağlarını sıkı tutmuştur.
İlişkilerin başka bir boyutu lobicilik faaliyetleridir. Azerbaycan, Ermeni Lobisinin Amerika Birleşik Devletleri’nde yürüttüğü faaliyetlere karşı Yahudi Lobisinden ciddi destekler almaktadır. Örneğin Birinci Dağlık Karabağ savaşının ardından yapılan ateşkes anlaşmasından sonra ABD Kongresi tarafından Azerbaycan’a uygulanan yaptırımların ardından Bakü özellikle bu yardıma bağımlı hale geldi. Ülke, eski Sovyet cumhuriyetlerine demokrasiye geçişlerinde maddi yardımda bulunmak üzere kabul Özgürlük Destek Yasası’nın dışında tutuldu. ‘Section 907’ adı verilen tasarıya göre ABD Azerbaycan’a hiçbir alanda yardım yapmayacaktı. Yahudi Lobisi bu yasanın uygulanmaması için ABD’de lobi faaliyetleri yürütmüş ve bunda başarılı olmuştur.
Siyasal gelişmeler ekonomik yakınlaşmayı da beraberinde getirmiştir. Her iki ülke de özellikle telekomünikasyon, tıbbi teknolojiler, sulama ve su teknolojileri, turizm ve en önemlisi enerji olmak üzere geniş alanlarda işbirliği yapıyor. İsrail ile Azerbaycan arasındaki ticaret hacmi 4 milyar dolara ulaştı. Ayrıca İsrail, Azerbaycan’ın ürettiği Doğalgaz’ın yaklaşık %40’ını satın almaktadır.
Sonuç
Birçok bölgenin aksine, Azerbaycan, Yahudileri hiçbir zaman yabancı veya yabancı olarak görmedi. Yahudi halkı Azerbaycan’da hiçbir zaman taciz, hakaret, pogrom ve Yahudi aleyhtarı eylemler yaşamamıştır. Bunun Aksine Ermenistan’da Yahudiler genellikle yabancı olarak görülmüş; hayatlarını devam ettirme konusunda zorluklar yaşanmışlardır. Hatta Ermenistan Yahudiler ve diğer azınlıkları ‘Ermenileştirme’ politikası gütmüşlerdir.
Ayrıca Azerbaycan’ın tarihsel olarak çekişmeleri olan İran yüzünden İsrail, Azerbaycan’la olan ilişkilerini sürekli üst düzeyde tutmaya çalışmış; buna karşılık Ermenistan İran’dan diplomatik ve askeri yardım almıştır. Azerbaycan’ın önemli enerji kaynaklarına sahip olması, bu enerjinin güvenli bir biçimde üçüncü ülkelere transferi hususunu önemli kılmıştır. İsrail’in en büyük alıcılardan biri olması İsrail’in bölgenin stabilizasyonunu önemsemesi ve Azerbaycan’a destek vermesi ile sonuçlanmıştır.
Tarihsel olarak düşmanlıkları kenarı bırakamayan Ermenistan iş birliklerinin dışarısında kalmış, bu durum da dış politikada Azerbaycan’ın aranan ortak olmasını sağlamıştır. İsrail ve başka devletler Azerbaycan ile ilişkilerine önem vermektedir. Yahudi Lobisi sayesinde de Azerbaycan aleyhine durumların yaşanması önlenmektedir.
Kaynakça
Kaynak 1: Alexander, M. (2008). Azerbaijani-jewish relations: Realpolitik embedded in history. The Caucasus & Globalization, 2(2), 157-168.
Kaynak 2: Abilov, S. (2009). The Azerbaıjan-Israel Relatıons: A Nondıplomatıc, But Strategıc Partnershıp. Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları, (08), 138-156.
Kaynak 3: Bourtman, I. (2006). Israel and Azerbaijan’s furtive embrace. Middle East Quarterly.
Kaynak 4: Akchyan, V. (2003). Jews in Armenia: The Hidden Diaspora. Georgetown Journal of International Affairs, 81-86.
Kaynak 5: Bishku, M. B. (2021). Israel and Armenia: So Near Experientially, But So Far Away Geopolitically?. Journal of South Asian and Middle Eastern Studies, 44(2), 19-42.
Kaynak 6: Ismayilov, E. (2013). Israel and Azerbaijan: The evolution of a strategic partnership. Israel Journal of Foreign Affairs, 7(1), 69-76.
Kaynak 7: Laçiner, S. (2000). Ermeni–Yahudi Anlaşmazlığı ve İsrail–Türkiye İşbirliği’nin Ermenistan’a Etkileri. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 9(3-4), 125-148.
Kaynak 8: Laçiner, S., & Kaya, I. (2003). The Armenian Issue and the Jews (Vol. 20101). USAK Books.