AİK Yazılar Osmanlı’da Reform Hareketleri

Osmanlı’da Reform Hareketleri

Categories:

Rusya ile yapılan yıkıcı savaşların ardından Avrupa’nın hasta adamı olarak görülen Osmanlı için birtakım siyasi, iktidari, askeri yenilikler kaçınılmazdı. Bu durumda, devlet disiplinini sağlamak için öncelikli düzenlemeler askeri alanda oldu. Üçüncü Selim tarafından başlatılan Nizam-ı Cedit uygulamaları, askeri disiplini ele almak için uygulandı. Sultan İkinci Mahmut ile şehrin ileri gelenleri olan Ayanlar arasında 1808 senesinde Sened-i İttifak imzalandı ve böylece, Ayanlar merkezi otoriteyi kabul etmiş olarak yeniçerilere karşı desteklerini belirttiler.

Askeri reformlarla beraber bir dizi düzenleme ile Tanzimat dönemi, rasyonel yönetim yoluyla çevre üzerinde devlet otoritesini sağlamak için 1839 yılında Gülhane Fermanı ile başlamış oldu. Bu reformla beraber askeri yenilikler hızlandı ve reformlar sosyal hayata da yayılmaya başladı.

1838’de Büyük Britanya ile yapılan ticaret antlaşmaları ile tarım ticarileşti. Fakat bu antlaşmalar ile Avrupa’dan gelen iktidari grupların yayılımı kolaylaştı. Fransız ticaret kanunu ve ceza yasası kabul edildi. Şer-i ve dünyevi kanun uyarlanarak 1876’da Mecelle adı verilen yeni medeni kanun hazırlandı. Eğitim alanında ise Eğitim Bakanlığı’nın kurulmasıyla eğitim birimi ulemanın elinden kısmen de olsa alındı ve pozitif bilimlere dayalı kitlesel eğitim süreci başlamış oldu. 1831’de Takvim-i Vekayi gazetesinin çıkarılması ve çeviri bürolarının kurulmasıyla Batı ile iletişim bir ileri seviyeye taşındı. Bu, Osmanlı için önemli bir noktadır.

Bu reform hareketlerinin genel sonuçları olarak, Osmanlı tebaası aslında basın, özgürlük, anayasa, kamuoyu, adalet ve bireysel haklar gibi kavramlarla tanışmış oldu. Başka anlatımla, sosyal alanın kurumsallaşması ve modernleşmesi başladı. Elbette bu dönem sorunsuz gerçekleşmedi. Rusya ile yapılan savaşın ardından Sultan İkinci Abdülhamit, kabul edilen ilk anayasayı kaldırdı ve Meclis-i Mebusan’ı (parlamento) dağıttı.

Avrupa’nın Osmanlı İmparatorluğu karşısındaki gücü, 1798’de Napolyon’un Mısır’ı işgal etmesiyle açıkça ortaya çıkmasına rağmen Fransız Devrimi’nden ilham alan devrimci fikirler ve milliyetçilik, Osmanlı egemenliği altındaki uluslara sızdı ve onları harekete geçirdi. Bu sebeple, Osmanlı, Tanzimat adı verilen reform hayatını başlatmak zorunda kaldı. Aslında, bu sürecin asıl amacı Osmanlı’nın bünyesinde bulunan diğer milletlerin ayaklanmasını önlemek ve eski zafer dolu günlere geri dönmekti.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir