Bu yazı, Emre ÖZEN tarafından yazılan Transatlantik İlişkilerde Trump’ın Rolü ve Avrupa Güvenliği makalesinin analizini içermektedir.
Makale, giriş ve sonuç bölümlerini saymazsak; Soğuk Savaş Sonrası Dönemde NATO, Trump’ın ABD Başkanı Seçilmesi ve NATO, NATO Savunma Harcamaları, Avrupa Güvenliği Bağlamında PESCO, Türkiye’nin Transatlantik İlişkileri olmak üzere 5 konu başlığına ayrılmış.
NATO ile ilgili son gelişmeleri ve makalenin geri kalanını daha iyi anlayabilmemiz için makale, önce Soğuk Savaş sonrası dönemde Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla NATO’nun nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ele almış. NATO, 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan (daha sonra 18 ülke daha katıldı) Kuzey Atlantik Antlaşması’na dayanır ve uluslararası bir askeri ittifaktır. Örgüt üyeleri, dışarıdan gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı ortak savunma yapmaktadır. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından NATO’nun varlığına dair birçok tartışma yaşanmış ve fikirler ikiye ayrılmıştır. Bir taraf Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla NATO’nun işlevsiz hale geldiğini ve kaldırılması gerektiğini, diğer taraf ise NATO’nun geçiş döneminde işlevine devam etmesi gerektiğini savunmuştur. Makalenin ilk olarak NATO’nun bu dönüşüm sürecini ele alması ve açıklaması ilerleyen konu başlıklarını anlamamız açısından gayet yararlı olmuş
Trump’ın ABD Başkanı Seçilmesi ve NATO bölümünde, Trump’ın Amerika’yı öncelikli tuttuğu ve NATO’yu modası geçmiş bulduğu söylemlerinin Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde yarattığı tedirginlik üzerine durulmuş.
NATO’da Avrupa-ABD Anlaşmazlıkları bölümünde ise geçmişten günümüze yaşanan anlaşmazlıklardan örnekler verilmiş. Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında Almanya’nın yeniden güçlenmesinin önüne geçebilmek için Avrupa ülkelerinin, ABD’ye güvenmesi ve ihtiyaç duyması, çoğu zaman Fransa’nın bu güveni sorgulamış olması, olası bir savaş tehlikesinde ABD’nin onları koruyup korumayacağını tartışma konusu haline getirmiş olması ve Avrupa içerisinde bir savunma birliği oluşturmak istemesi ancak bu isteğinin Birleşik Krallık tarafından engellenmesi gibi ABD ve Avrupa devletleri arasındaki NATO bağlamında gerçekleştirilen ilişkiler tarihten pek çok örnekle açıklanmış.
NATO Savunma Harcamaları bölümünde, grafiklerle birlikte savunma harcamaları gayet açıklayıcı bir şekilde ele alınmış.
Soğuk Savaş sonrasında NATO’nun varlığının Avrupa ülkeleri tarafından sorgulanmaya başlanmasına değinmiştik. Bunun sonucunda, 1999 yılındaki Helsinki Zirvesi’nde kabul edilen Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (şimdiki adıyla Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası), AB için ortak savunma politikası olan PESCO yapısının oluşmasına öncü olmuştur. Trump’ın başkan seçilmesi ve sonrasındaki söylemleri, Rusya ve İngiltere etkeni ile birlikte 11 Aralık 2017 tarihinde 25 AB üyesi tarafından imzalanmıştır.
Makalenin bir sonraki bölümü olan Avrupa Güvenliği Bağlamında PESCO bölümünde de PESCO’nun oluşum sürecinden, özelliklerinden, öneminden ve hedeflerinden bahsedilmiş; bölümün sonunda Türkiye ve PESCO ilişkisi üzerinde durulmuş.
Son bölümde de kısaca Türkiye’nin Transatlantik ilişkilerinden söz edilmiş ve Sonuç isimli bölümle makale bitirilmiş. Genel olarak konudan sapılmamış, anlaşılır bir dille yazılmış ve okuması rahat bir makaleydi. Konu hakkında hiçbir fikri olmayan birinin makaleyi ve konuyu anlayacağını, konuyla ilgili aklında tutarlı birtakım fikirler oluşacağını düşünüyorum.
Makaleye buradan ulaşabilirsiniz.