Hindistan’dan sonra dünyanın en geniş katılımlı ikinci seçimi ve ulusal sınırları aşan tek doğrudan seçim olan Avrupa Birliği Parlamentosu seçimleri, 2024 yılında, 1979’dan bu yana 10. kez, 6-9 Haziran tarihleri arasında yapılmıştır. Farklı Avrupa Birliği ülkelerinin farklı günlerde oy kullanabildiği bu seçimlerde, Alman seçmenler 9 Haziran’da oylarını kullanmışlardır.
Beş yıl boyunca Avrupa Birliği Parlamentosu’nda görev alacak 720 milletvekilinin genel görevleri; yasa yapımı, bütçe kontrolü ve demokratik kontrol başlıkları altında toplanmaktadır. Almanya’da, ilk kez 16-17 yaş aralığındaki seçmenlerin de oy vermesiyle seçmen sayısı 1,4 milyon artmış ve Alman oyları, parlamentoda 96 milletvekilini, yani parlamentonun yaklaşık %13’ünü belirlemiştir. 27 Avrupa Birliği ülkesinin tamamının parlamento seçimleri için oy verdiği göz önünde bulundurulduğunda, bu oldukça yüksek bir orandır. Alman seçmenleri, aynı zamanda 360 milyon Avrupa Birliği seçmeninin 65 milyonunu, yani yaklaşık %18’ini oluşturmaktadır.
Seçmenler, oylarını toplamda 35 farklı parti ve yapılanmadan 1400 aday arasında kullanmışlardır. Seçimlerden önce, anketlere göre Almanya’da Hristiyan Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) seçimi büyük farkla kazanması; Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller (Greens) ve aşırı sağ görüşü savunan Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin oylarının eşit olması öngörülmüştür.
Almanya’da seçimleri kazanan parti, federal düzeyde ana muhalefet konumunda olan Hristiyan Birlik Partileri’dir. (CDU/CSU). 2019 seçim sonuçları ile karşılaştırıldığında, CDU/CSU, oyların %30’unu alarak %1,1’lik bir artış göstermeyi başarmıştır. Ancak bu artış, oldukça sınırlı olmasından dolayı, ana muhalefetin başarısına değil, koalisyon partilerinin başarısızlığına atfedilmektedir.
Aşırı sağcı AfD partisi ise %15,9 oy oranı ile beş eyalette seçimleri birinci tamamlayarak Almanya’da ikinci sıraya yükselmiştir. Seçim sonucunda koalisyon partilerinin (Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve liberal Hür Demokrat Parti) oy oranları gerilemiş; Sol Parti’den ayrılan bazı siyasiler tarafından 2024 yılı başında kurulan Birlik Sahra Wagenknecht – Sağduyu ve Adalet adlı yeni parti, SPD ve Sol Parti’nin oylarının bir kısmını alarak %6,2’lik oy oranına ulaşmıştır. Böylece aşırı sağ AfD partisinin yanı sıra, politik spektrumun diğer tarafında uç noktalarda bulunan bir diğer parti de 2024 seçimlerinde görece başarılı olmuştur.
2024 Avrupa Birliği Parlamentosu seçimlerinde, Avrupa Birliği ülkelerinde genel olarak aşırı sağcı ve sağ popülist partilere yönelim ve sol ile merkez partilere yönelik bir memnuniyetsizlik söz konusudur. Almanya’da da bu doğrultuda, koalisyon partileri gerilemiş ve uç noktalardaki partiler oy oranlarını yükseltmişlerdir.
Seçmenlerin koalisyon partilerine yönelik memnuniyetsizliğin sebeplerinden bazıları şunlardır: Federal hükümetin görevde bulunduğu süre boyunca çeşitli reform ve yasal düzenlemeleri hayata geçirmiş olmasına rağmen, kamuoyu önünde sürdürülen koalisyon içi tartışmaların toplum tarafından olumsuz karşılanması; dış politikadaki tercihlerin seçmen nezdinde karşılık bulamaması; güvenlik ve göç gibi hususlarda toplumsal beklentilere hitap edilememesi; ekonomik zorluklar, hayat pahalılığı ve Şansölye Scholz ile partisinin başarısız iletişim stratejileri olarak görülmektedir.
Son olarak, seçimlerden sonra görülen sonuçlarla birlikte, Almanya koalisyon partileri tarafından kurulan ve 3 yıldır süren üç partili hükümet, 6 Kasım 2024’te, Sosyal Demokrat Parti’li Şansölye Olaf Scholz’un, Liberal Hür Demokrat Parti’li Maliye Bakanı Christian Lindner’ı görevden almasıyla sona ermiştir. Bu gelişmeye karşılık, Liberal Hür Demokrat Parti tüm bakanlarını koalisyon hükümetinden çekmiştir.
