2024 ABD Başkanlık Seçimi’nde Joe Biden’in ardından ikinci defa ABD Başkanı seçilen Donald J. Trump’ın başı, seçim süreci boyunca ve daha öncesinde hem yerel hem federal düzeyde birtakım davalar ve impeachments (meclis soruşturması) ile karşı karşıya kaldı. Bu davalar, beklendiği gibi olmasa da, seçimler ve ABD siyasetinin/hukukunun geleceği üzerinde önemli etkiler yarattı ve yaratmaya devam edecek. Bu yazıda diğer davalara fazlaca değinmeyip, Kongre Baskını ve ardından yaşanan yasal süreçlerle bu süreçlerin siyasi sonuçları üzerinde duracağım.
Trump’ın şimdiye kadar dahil olduğu birçok yasal süreç olsa da Georgia’daki seçimlere müdahale davası, Florida’da Mar-a-Lago’daki malikanesinde önceki başkanlığı sırasında eline geçen gizli verileri usulüne aykırı sakladığına dair dava ve ABD tarihine birden fazla (iki) kez impeach edilen ilk başkan olarak geçmesine sebep olan 2019’daki askeri yardımı kullanarak Ukraynalılara Biden’in oğlunu karalamaları için baskı yaptığına dair suçlamalar ile 6 Ocak 2021’taki Kongre Baskını’ndaki dahiliyetine ilişkin suçlamalar ABD siyasetine ve hukukuna etkileri açısından diğer süreçlere nazaran daha büyük önem arz etmekte. Yazıda, bu davaları anlamamız için gerekli altyapıyı oluşturacak bazı temel konseptleri açıklayıp mevzubahis süreci özetleyeceğim. Son olarak da bu sürecin 2024’te gerçekleşen Başkanlık Seçimi’ne etkisini tartışacağım.
Başkanı Yargılamak?
ABD, 1776’da, ülkesini Tanrı’nın inayetiyle yöneten ve dolayısıyla hukukun üstünde olan bir krala karşı gerçekleştirilen bir devrimin ardından kuruldu. Amerikan siyasal sistemi de, en rahat Bağımsızlık Bildirgesi’nde görüleceği üzere, Amerikan Devrimi’nin liberal ideolojik altyapısını yansıtacak şekilde gelişti.1Kurucu Babalar Anayasa’yı yazarken halkın çıkarlarını devlet görevlilerinin olası suistimallerine karşı korumaya özen gösterdiler fakat bunu yaparken devletin işleyebilmesi için bu görevlilere belli dokunulmazlıklar da tanımayı tercih ettiler.Türkçeye meclis yargılaması olarak çevirebileceğimiz impeachment’in kökenleri, Amerikan hukukunun diğer birçok parçası gibi İngiliz hukukuna dayanıyor. Kralın bakanlarını hizaya çekmek ya da görevden almak için kullanılan bu yöntem, George Mason’un önerisiyle “ihanet, rüşvet ve diğer ağır suç ve kabahatleri” işleyen “Başkan, Başkan Yardımcısı ve diğer tüm memurları” görevden almaya izin verecek şekilde ABD Anayasası’na eklendi. George Mason’un bunu önermekteki amacı, başkanın özellikle af yetkisini kötüye kullanarak despotik bir yönetim kurmasının önüne geçmekti. Kongre, bu yetkiyi sadece üç başkana (Johnson, Clinton ve Trump) kullandı ve Nixon Watergate Skandalı’nın ardından meclis soruşturması başlatılınca istifa etti. Her ne kadar geniş idari yetkilere sahip başkana karşı bir denge unsuru olarak konulsa da yasamanın halk tarafından seçilmiş bir lidere karşı elinde bulundurduğu bu yetki, halk iradesine karşı bir vesayet aracı olarak kullanılabilir veya en azından halk tarafından öyle kullanıldığı düşünülebilir ki Trump’ın soruşturmalarında olan da göreceğimiz üzere tam olarak budur.
6 Ocak Kongre Baskını ve Soruşturmalar
3 Kasım 2020 tarihli Joe Biden’ın kazandığı bir önceki başkanlık seçiminin ardından; seçimlerde hile yapıldığına dair iddialar ve Trump’un destekçilerine yaptığı çağrılar sabık başkanın birçok destekçisini oy sayımlarının yapıldığı Washington D.C.’deki Kongre Binası’nı basıp “hileyi durdurmaya” çalışmaya itmişti. Trump’un başkanlığı süresince medyayı, mitingleri ve makamının ona sunduğu kaynakları kullanarak edindiği bu geniş kitle, ona onun için “ölecek ve öldürecek kadar” sadıktı. 6 Ocak 2021’de gerçekleşen “başkaldırı,” birkaç kişinin ölümüyle yüzlerce kişinin yaralanmasına sebep olmasının ardından Trump’ın (olan olduktan sonra) takipçilerine evlerine dönmeleri çağrısı yapmasıyla son bulmuştu.
Her ne kadar Trump olaydaki sorumluluğunu inkâr etmiş olsa da baskını körüklediği açıktı. 13 Ocak’ta Temsilciler Meclisi 232:197 oy ile Trump hakkında (2019’daki soruşturmanın ardından) ikinci defa meclis soruşturması açılmasına karar verdi ve Trump’un başkanlığı 20 Ocak’ta sona erdi. Soruşturma süreci Şubat’ta başladığından, Cumhuriyetçiler Kongre’nin sabık bir başkanı yargılama yetkisine sahip olmadığı argümanını dillendirse de yasamanın yetkisi üzerinde ısrar edildi ve süreç devam etti. Soruşturmayı Trump’ın avukatları bir “politik tiyatro” olarak nitelendirdi. 13 Şubat’ta Senato’da yapılan oylamada her ne kadar 57:43 çoğunluk sağlanmış olsa da sabık başkanı yargılamak için gerekli 2:3 çoğunluğa ulaşılamadığından süreç sona erdi. Her ne kadar Trump’a karşı ikinci meclis soruşturması başarısız olsa da hem 6 Ocak Kongre Baskını ve Mar-a-Lago’daki malikanesinde başkanlığı döneminden gizli belgeleri usulüne aykırı sakladığı dahil olmak üzere Trump’a yöneltilen suçlamalar 2024 Başkanlık Seçimi’nde aday olacağını açıklamasının ardından yeniden öne sürüldü ve ABD Başsavcısı Garland, 18 Kasım 2022’de “kendine güveni ve zor, siyaseten hassas davalara dalmasıyla bilinen” ve “apolitik” olarak tanımlanan Jack Smith’i soruşturmaya özel savcı olarak atadı.
Özel Savcı Jack Smith, Mar-a-Lago’daki gizli belgelere ilişkin soruşturma ile 6 Ocak soruşturmasını paralel olarak yürüttü. Trump, 2023 Ağustos’unda resmen seçim sonuçlarını devirmek için komplo kurmakla suçlandı ve suçlamaları reddetti. Eylül’de Trump taraflı olduğu iddiasıyla Yargıç Chutkan’ın davadan alınmasını isterken Özel Savcı Smith, Chutkan’dan Trump’un dava hakkında davanın gidişatını etkileyecek açıklamalar yapmasını yasaklamasını istedi. Ekim ayında Trump, başkan dokunulmazlığı sebebiyle başkanlığı sırasındaki eylemleriyle yargılanamayacağını ve suçlamanın zaten Kongre’den geçmemiş olduğunu öne sünerek davanın düşmesini talep etti. Chutkan ise Smith’in talebi üzerine Trump’a yargı personeli ve tanıklar hakkında konuşmama emri verdi ki Trump bu emre uymayarak yargıç, özel savcı ve tanıkları hedef göstermeye devam etti.
11 Aralık’ta Smith, Yüksek Mahkeme’den Trump’un dokunulmazlığı konusunda derhal karar vermesini talep etti. Fakat Yüksek Mahkeme, önce bir federal temyiz mahkemesinin olaya bakmasına izin vererek süreci uzattı ve 6 Şubat’ta Washington D.C.’deki Temyiz Mahkemesi Trump’un başkan dokunulmazlığı iddiasını reddetti. Trump bunun üzerine Yüksek Mahkeme’ye başvurdu ve mahkeme, Nisan ayına tarih vererek süreci daha da erteledi. Sonunda, 28 Haziran’da sabık başkanın bazı konularda dokunulmaz olduğuna karar verdi. Böylece olası bir duruşma Kasım ayında gerçekleşecek olan seçimin sonrasına ertelenmiş oldu. Biraz daha sürünmecenin ardından 5 Kasım’daki Başkanlık Seçimi’ni Trump’un kazanmasıyla Trump’un başa geçince hakkındaki tüm bu yasal süreçlerin de dokunulmazlık sebebiyle düşeceği kesinleşmiş oldu. Bunun üzerine Yargıç Chutkan, Özel Savcı Jack Smith’in talebi üzerine Adalet Bakanlığı’nın görevdeki başkanı yargılamama politikasını sebep göstererek davayı daha sonra tekrar açılacak şekilde rafa kaldırdı.

Sürecin Seçime Etkileri ve Sonuç
Seçim henüz yeni yapıldığından yasal süreçlerin seçime etkileri üzerine literatür olgunlaşmamış olsa da seçimin sonucuna bakarak, süreçlerin seçmenlerin Trump’a bakışına olumsuz etkisi olmuş ise dahi bunun seçimin sonucunu değiştirecek kadar büyük olmadığını söyleyebiliriz. Castañeda ve Jenks, Trump’ın ABD’de başkan seçilmesini ve 6 Ocak olayını, ülkedeki daha uzun “de-demokratizasyon” sürecinin bir semptomu olarak yorumlamışlardı. Onlara göre, geleneksel politikacılardan beklenmeyecek şekillerde davranan Trump, destekçilerinin gözünde “sistem karşıtı” olarak konumlanıyor. Bu durumda, Trump’a karşı yargı yoluyla verilen mücadelenin Trump’ın kurulu sistemle ve “derin devlet” ile mücadelesi anlatısını güçlendirip destekçilerinin, özellikle de QAnon gibi daha radikal kesimlerden olanların ki bunlar 6 Ocak Kongre Baskını’nda ön saflardaydı, onun arkasında daha fazla durmasını sağladığını düşünmekte fazla ileri gitmiş olmayız. Joe Biden’in görevden ayrılmadan önce oğlu Hunter Biden için af yetkisini kullanmasını da hesaba katarsak ABD’de başkana karşı bir denge unsuru olarak meclis soruşturması başta olmak üzere yasal süreçlerin etkisiz hale geldiğini, hatta Trump’ın durumunda başkanın arkasına aldığı kitleleri başkana daha da bağlanmaya iteceğini; dolayısıyla ABD demokrasisini pek aydınlık günler beklemediğini söyleyebiliriz.
Kaynakça
Kaynak 1: ABD Anayasası, m.2/4 (t.y.).
Kaynak 2: Barry, Dan, Mike McIntire, ve Matthew Rosenberg. “‘Our President Wants Us Here’: The Mob That Stormed the Capitol”. The New York Times, 09 Ocak 2021, blm. U.S.
Kaynak 3: Bond, Bayleigh Elaine, ve Ryan Neville-Shepard. “The Rise of Presidential Eschatology: Conspiracy Theories, Religion, and the January 6th Insurrection”. American Behavioral Scientist 67, sy 5 (01 Mayıs 2023): 681-96.
Kaynak 4: Cai, Weiyi. “A Step-by-Step Guide to the Second Impeachment of Donald J. Trump”. The New York Times, 08 Şubat 2021, blm. U.S.
Kaynak 5: Castañeda, Ernesto, ve Daniel Jenks. “January 6th and De-Democratization in the United
Kaynak 6: States”. Social Sciences 12, sy 4 (Nisan 2023): 238.
Kaynak 8: Ginsburg, Tom, Aziz Huq, ve David Landau. “The Uses and Abuses of Presidential Impeachment”. Public Law and Legal Theory Working Paper Series, sy 731 (2020).
Kaynak 9: Klein, Marshall Cohen, Betsy. “President Biden Pardons His Son Hunter Biden | CNN Politics”. CNN, 02 Aralık 2024.
Kaynak 10: Luke, Timothy W. “Democracy under threat after 2020 national elections in the USA: ‘Stop the steal’ or ‘give more to the grifter-in-chief?’” Educational Philosophy and Theory 55, sy 5 (16 Nisan 2023): 551-57.
Kaynak 11: National Archives. “Declaration of Independence: A Transcription”, 01 Kasım 2015.
Kaynak 12: NBC News. “Trump Downplays Role on Jan. 6 and Says Some Capitol Rioters Are ‘Innocent’”, 28 Haziran 2024.
Kaynak 13: Thomas, David Y. “The Law of Impeachment in the United States”. The American Political Science Review 2, sy 3 (1908) Thrush, Glenn, Charlie Savage, Maggie Haberman, ve Alan Feuer. “Special Counsel for Trump Investigations: Garland Names Special Counsel for Trump Inquiries”. The New York Times, 18 Kasım 2022, blm. U.S.
Kaynak 14: “Trump Impeachment: Supporters Rioted ‘of Their Own Accord’”. 08 Şubat 2021.
