8 Kasım 2022 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan ara seçimler en az başkanlık
seçimleri kadar önem arz ediyor. İki yılda bir düzenlenen ara seçimlerde kongrenin alt ve üst
kanatları olan temsilciler meclisi ve senato’nun üyeleri seçiliyor. Kongre ülke genelinde
uygulanan ulusal yasaları yapıyor. Temsilciler Meclisi hangi yasaların oylanacağını belirlerken,
Senato bu yasaları veto etme ya da onaylama yetkisine sahip. Senato aynı zamanda başkan
tarafından yapılan atamaları onaylıyor ve daha nadiren de olsa, başkana karşı soruşturmalar
yürütebiliyor. Her eyaletin, altı yıllık görev süresi için seçilen iki senatörü bulunuyor.
Temsilciler Meclisi üyeleri ise iki yıl hizmet veriyor ve daha küçük bölgeleri temsil ediyor. 2020
yılında,Joe Biden’ın başkanlığa seçilmesiyle birlikte hem senato’da hem de temsilciler
meclisi’nde Demokrat Parti üstünlüğü sağlandı. Ancak bu üstünlük çok küçük farklarla elde
edildi. 8 Kasım’da yapılan ara seçimlerde de oldukça ortada ilerleyen bir oylama gerçekleşti. Bu
oylamada her ne kadar başkan seçilmesede sonuçlar 2024 başkanlık seçimlerini de etkileyecek.
Şu an senato’da Demokrat partililerin çoğunlukta olması başkan Biden’ın işlerini oldukça
kolaylaştırıyor. Bu seçimlerde Cumhuriyeçilerin beklenilenden fazla oy alması ve Demokrat
Partililerin kolayca üstünlük sağlayamaması Joe Biden’ın koltuğunun çok da sağlam olmadığını
gösteriyor. Sonuçların hala tam belli olmadığı seçimde Demokrat Partililer senato’da 100
koltuğun 50’sini kazanarak en azından eşitliği garantiledi. Ancak temilciler meclisinde durum
pek de istedikleri gibi gitmiyor. Temsilciler meclisinde Cumhuriyet Partililer üstünlüğü sağladı.
Bu üstünlük üzerine eski ABD başkanı Donald Trump Florida’dan zafer açıklamasında bulundu
ve senato’da kazanan Cumhuriyetçileri de tebrik etti. Trump için her şey yolunda gidiyor gibi
gözüksede demokralara karşı desteklediği kazanma ihtimali yüksek olan adaylar kazanmakta
oldukça zorlandı veya kazanamadı. Mehmet Öz, Pensilvanya’daki Senato yarışını kaybetti.
Herschel Walker, Georgia’da ikinci tura doğru gidiyor gibi görünüyor. Blake Masters, Arizona’da
zar zor ilerliyor. Sadece Ohio’daki JD Vance net bir galibiyet elde etti ancak bu muhafazakar
eğilimli eyalette beklenenden az bir farkla gerçekleşti. Fakat her şeye rağmen iktidar partisine
karşı böylesine dişediş bir mücadele veriyor olmak Trump’ın ve tüm Cumhuriyetçilerin 2024
başkanlık seçimleri için umutlarını yeşertmiş gibi gözüküyor. Temsilciler meclisindeki bu
durum Biden için oldukça tehikeli. Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi çoğunluk öncekine
göre çok daha genç ve daha radikal Trump’çılardan oluşacak. Bu isimlerin ilk işi de Biden, Adalet
Bakanı, FBI yetkilileri gibi isimlerin azledilmesi için soruşturma başlatmak olacak. Örneğin,
Cumhuriyetçiler Biden’ın oğlu Hunter Biden ve FBI hakkında 1000 sayfalık bir raporu şimdiden
hazırladı, çoğunluğu ele geçirir geçirmez özel bir araştırma komitesi kurup Hunter Biden’ı ve
bazı Demokratları yeminli ifade vermeye davet edecek, 2024 seçimlerine kadar ülkenin
gündeminin Hunter Biden, Biden ailesi ve Demokratların skandallarıyla işgal edilmesi için çaba
harcayacak. Oyların neredeyse başabaş gittiği senato’da durumlar ise kesinleşmiş gözüküyor.
100 koltuğun 50’sini kazanan Demokrat partililer,senato başkanı unvanına sahip başkan
yardımcısı Kamala Harris’in Demokrat yanlısı oyu ile 51 koltuğu garantileyerek senato’da
çoğunluğu sağladı. Böylece Joe Biden, temsilciler meclisinde istediği sonucu alamasada
senato’da 2 sene daha sürecek olan üstünlüğü ile 2024 seçimi için üstünlüğü devam edecek.
Peki ABD halkı’nın bu seçimlerde Cumhuriyetçileri bu kadar tutmasının sebebi neydi?
Demokratlar seçmeni kürtaj ve demokrasi; Cumhuriyetçiler ise enflasyon, ekonomi, göç ve
güvenlik söylemiyle ikna etmeye, sandığa taşımaya çalıştı. Biden’ın görev onayı yüzde 40’ın
altına düştü. ABD’de görev onayı düşük bir başkanın ara seçimleri kazanması geçmişteki
örneklere bakıldığı zaman büyük bir mucize; ki Trump’ın fiili bir ana muhalefet lideri gibi asla
sahneden inmediğini unutmamak lazım. Anketlere göre, seçimler yaklaştıkça halkın yaşadığı
somut gündelik hayat sıkıntıları, enflasyon, güvenlik gibi gündemler ön plana çıkıyor, kürtaj
yasaklarını ve demokrasi endişelerini ana gündem olarak görenlerin sayısı azalıyor. Bu da
Demokratların seçimleri kaybetme ihtimalini arttırıyor, çünkü Biden seçimin son günlerinde
Demokrasi söylemini kullandı, enflasyon gibi sorunları gündemine dahi getirmedi. Yine
Demokratların son günlerini New York valilik seçimleri için miting düzenleyerek geçirmesi,
New York gibi bir eyalette dahi seçimlerin Cumhuriyetçiler lehine dönme ihtimalini
düşündüklerini akıllara getirdi, Demokratların salıncak eyaletleri çoktan gözden çıkardığı
yorumlarına sebep oldu. ABD için kırılma noktası olan bu seçimlerin sonucu hala kesin olarak
belirlenmiş değil. Halkın ve siyasilerin gergin bekleyişi daha ne kadar süreceği belli
değilken,Trump vs. Biden savaşından kimin galip çıkacağı da muamma.