Bu yazı; TÜBA’nın Rusya’nın Ukrayna’yı İşgali ve Uluslararası İlişkiler Çalıştayı Sonuç Raporu, www.wikipedia.com ve www.bbc.com üzerinden edindiğim bilgilerin bir derlemesidir.
24 şubat 2022 tarihinde insanlığa aykırı bir şekilde başlayan Ukrayna-Rusya savaşı, esasında tek bir problemden doğan olaylar silsilesinden sonra meydana gelmiştir. Rusya’yı savaşa iten problem ise 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra başlamıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Ukrayna, Belarus ve Rusya bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Bu bağımsızlık süreci sırasında yaşanan etnik ve askeri çatışma, aslında günümüzde yaşanan bu savaşın ilk tohumları olmuştur. Bu çatışmalar esnasında Ukrayna her ne kadar tarafsız davranmaya çalışsa da bu durumdan en çok etkilenen ülke olmuştur. Bu etki yıllar boyunca ülke içerisinde Doğu-Batı sorunu olarak hem iç işlerini hem de Rusya ile ilişkilerini germiştir.
Yüzde yirmisi ve belki de daha fazlası Rus olan Ukrayna topraklarında, keskin bir “Ukraynalı-Rus” farklılığı vardır. Ülkenin doğu topraklarında (Luhansk ve Donetsk) Rus olduklarını iddia eden, Ukrayna’nın Avrupa ülkesi olmadığını ve bu toprakların Rusya’ya ait olduğunu savunan “Rusya yanlısı” kesim yaşamaktadır. Batı topraklarında ise tam tersi olarak, Ukrayna’nın bir Avrupa ülkesi olduğunu, Ukraynalıların Rus olmadığını, bu ülkenin bağımsız olduğunu savunan batı yanlısı bir kesim yaşamaktadır. Bana göre bu durum savaşın sebebinin net bir göstergesidir.

Ukrayna yönetimi de halkın çoğunluğu gibi ülkeyi Batı’ya yakınlaştırmak istiyordu. Bunun için devamlı olarak Avrupa Birliği’ne ve NATO’ya girmek için adımlarda bulunuyordu. 2008 yılında NATO, Gürcistan ve Ukrayna için yeşil ışığı yaktı. Bu gelişmeden inanılmaz derecede rahatsız olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tepkisini göstermek ve ülkelere geri adım atmaları için bir nevi uyarı vermek amacıyla aynı yıl Gürcistan’a saldırı düzenledi. Bu durumdan çekinen Ukrayna, NATO konusunda geri adım attı. Ukrayna’nın sürekli Batı’ya yönelmek istemesi ama Putin’in bunu kesinlikle kabul etmemesi durumu, hiçbir zaman çözüme kavuşturulamadı ve bu iki ülke arasında gerilim hiçbir zaman değişmedi.
2013 senesinde olayların biraz sakinleşmesi üzerine Ukrayna, Avrupa Birliği ile bir iş birliği içerisine girip bir ticaret anlaşması yapmaya hazırlanıyordu. Anlaşma için her şey neredeyse hazırken durumu duyan Putin, dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e tepki göstermişti. Bu gelişme üzerine Ukrayna bu anlaşmadan vazgeçmişti. Putin’in devlet işlerine müdahale etmesinden rahatsız olan Batı Ukraynalılar, ülke içerisinde isyan başlatarak büyük tepkiler göstermeye başlamışlardı. “Yavromeydan” olarak bilinen bu olayda, başkan Yanukoviç ülkeden kaçarak Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Bu olaylar sırasında yaşananlardan pek rahatsız olmayan Doğu Ukraynalılar, kendi içlerinde sanki Rusya’da yaşıyorlarmış gibi davranmaya ve tabiri caizse Ukrayna’yı yok saymaya başlamışlardı.
Ukrayna’nın hem Doğu ile hem de Batı ile uğraşmasını fırsat bilen Putin, Kırım’ı ilhak ederek kendi topraklarına kattı. Ülke içine zor güç yetiren Ukrayna hükümeti, bu kaybı kabullenmek zorunda kaldı.

Ukrayna ve Rusya arasındaki ilişki 2021-22 yılına kadar sessizliğini korumuştu fakat Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin NATO’ya girme çabaları ve gelişen Ukrayna-ABD ilişkileri bu sessizliğin bozulmasına sebep olmuştur.
2021 senesinde NATO’nun Ukrayna aracılığıyla Rusya sınırına yakınlaşma düşüncesi, Putin’i sınıra asker yığmaya itmiştir. Bu durumu tatbikat olarak adlandıran Rusya, kesinlikle savaşı reddeden açıklamalar yapmıştır. Rusya, ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin sürekli “Rusya savaş çıkaracak, Ukrayna’ya saldıracak.” şeklindeki açıklamalarını yalanlayarak Batı’nın yalan söylediğini, Rusya ve Ukrayna arasında gerilim yaratmak istediğini ifade etmiştir. Ancak Putin’in 21 Şubat 2022 tarihinde yaptığı konuşma, Batı’yı neredeyse haklı çıkarmıştır. Putin bu konuşmasında, Ukrayna’nın Doğu bölgesinde yaşayan halkın haklarını kısıtlandığını, yasalara aykırı davranıldığını dile getirip savaşı işaret eden açıklamalarda bulunmuştur. Hatta, konuşması kendisinin Ukrayna’yı tanımadığını bile kanıtlar nitelikte olmuştur. Bu sert ve tehditkar açıklamadan tam 3 gün sonra (24 Şubat 2022) Rusya, Ukrayna’ya çağ dışı bir girişimde bulunarak yıllardır süren gerilimi mermilere dökmüştür.