AİK Yazılar Suriye İç Savaşı 

Suriye İç Savaşı 

Categories:

Arap Baharı’nın etkisiyle ortaya çıkan bu kriz, derin köklere sahip toplumsal, siyasal ve  ekonomik sorunlarla beslenmiş ve zamanla bir vekalet savaşına dönüşmüştür. 2023 itibarıyla  çatışmalar azalmış olsa da siyasi çözüm hâlâ uzak bir hedef olarak kalmaktadır. 

Bu makale, Suriye İç Savaşı’nın tarihsel arka planını, savaşın gelişim sürecini ve günümüze  olan etkilerini detaylı bir şekilde ele alırken, olası çözüm önerilerine de yer vermektedir. 

Suriye, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasının ardından Fransız Mandası altında şekillenmiş  ve 1946’da bağımsızlığını kazanmıştır. Ancak bağımsızlığın ardından ülke, ardı ardına gelen  askeri darbeler ve otoriter yönetimlerle istikrarsız bir yapı sergilemiştir. 1970 yılında Hafız  Esad’ın iktidara gelişiyle birlikte, BAAS Partisi yönetimi altında merkeziyetçi ve baskıcı bir  rejim kurulmuştur. Hafız Esad’ın ardından iktidara gelen oğlu Beşar Esad, başta reform  vaatlerinde bulunsa da bu sözlerini yerine getirmemiş ve rejim, halk üzerindeki baskıyı daha  da artırmıştır. 

2010 yılında Tunus’ta başlayan Arap Baharı, demokratikleşme ve özgürlük taleplerinin bir  yansıması olarak Suriye’de de etkili olmuştur. Başlangıçta halkın talepleri; ifade özgürlüğünün  genişletilmesi, siyasi mahkûmların serbest bırakılması ve yolsuzluğun sona erdirilmesi gibi  reform odaklıydı. Ancak rejimin baskıcı politikaları nedeniyle bu talepler zamanla daha radikal  bir yönelime evrilerek Beşar Esad’ın istifasını içeren daha kapsamlı değişim isteklerine  dönüşmüştür.

2011 yılının Mart ayında Der’a kentinde rejim karşıtı sloganlar yazan gençlerin tutuklanması,  büyük çaplı protestoların fitilini ateşlemiştir. Rejimin sert müdahalesiyle karşılaşan bu  protestolar, halkın taleplerini reformdan rejim değişikliğine yönlendirmiş ve ülke genelinde  çatışmaların başlamasına yol açmıştır. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi silahlı grupların  kurulmasıyla birlikte, iç savaş Suriye’nin siyasi haritasını köklü bir şekilde değiştiren bir  dönüşümün başlangıcı olmuştur. 

Suriye İç Savaşı, geniş çaplı mezhepsel, etnik ve siyasi çatışmaları tetiklemiş; Alevi azınlığın  öne çıktığı BAAS rejimi ile Sünni çoğunluk arasındaki gerilim giderek artmıştır. Aynı zamanda  rejimin, ülke içindeki azınlıkları kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmesi, toplumsal  dokuyu daha da zedelemiştir. 

İç savaş sürecinde ortaya çıkan IŞİD gibi radikal gruplar, ülkedeki otorite boşluğundan  faydalanarak çatışmayı daha da karmaşık hale getirmiştir. 2023 itibarıyla IŞİD’in etkisi büyük  ölçüde kırılmış olsa da, radikal grupların bölgede varlığını sürdürdüğü görülmektedir. 

Uluslararası düzeyde, savaş büyük güçlerin vekalet mücadelesine sahne olmuş ve Suriye,  çeşitli blokların çıkar alanına dönüşmüştür. Rusya ve İran, Esad rejimine askeri ve ekonomik  destek sağlarken; ABD, Türkiye ve Körfez ülkeleri muhalif grupları desteklemiştir. Türkiye  ise özellikle PYD/YPG’nin Suriye’deki faaliyetleri nedeniyle savaşın aktif bir tarafı haline  gelmiştir. Son yıllarda Rusya’nın etkisi artarken, ABD’nin bölgedeki varlığı azalma eğilimi  göstermiştir. 

Suriye’deki çatışmanın uluslararası boyutları, sorunun yalnızca bir iç savaş olmadığını, aynı  zamanda bölgesel ve küresel bir çıkar mücadelesine dönüştüğünü ortaya koymaktadır. 

 Suriye İç Savaşı, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, umutsuzluğa sürüklenmesine ve  yerinden edilmesine yol açmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, ülke içinde  milyonlarca kişi yer değiştirmek zorunda kalmış, ülke dışına çıkan mülteci sayısı ise  milyonlarla ifade edilmektedir. Savaşın etkileri yalnızca Suriye ile sınırlı kalmamış; başta  Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine kadar ulaşmıştır.

Barışın sağlanabilmesi için Suriye’deki çıkar gruplarının uzlaşıya varması, köklü reformlarla  halkın taleplerinin karşılanması ve uluslararası toplumun taraflar üzerindeki baskıyı artırması  gerekmektedir. Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler’in daha etkin bir rol üstlenmesi,  yaptırımların artırılması ve bölgesel arabuluculuk mekanizmalarının geliştirilmesi gibi somut  adımların atılması faydalı olabilir. Ancak çok aktörlü ve karmaşık bir yapıya sahip olan bu  savaşın kısa vadede sona ermesi mümkün görünmemektedir. 

Buna rağmen, savaşın yol açtığı insani trajedilerin hafifletilmesi için etkili insani yardım ve  diplomatik girişimlerin ivedilikle hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. 2023 itibarıyla  savaşın durgun bir döneme girdiği gözlemlense de, bölgede istikrarın sağlanması için tüm  aktörlerin katkısına ihtiyaç duyulmaktadır. 

Suriye İç Savaşı, yalnızca bir ülkenin değil, tüm bölgenin ve uluslararası sistemin geleceğini  şekillendirecek bir kriz olarak insanlığın karşısında büyük bir sınav niteliğindedir.

KAYNAKÇA 

Kaynak 1: Cleveland, W. L. (2018). Modern Ortadoğu tarihi (M. Harmancı,  Çev.). İstanbul: Agora Kitaplığı.

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir