Küresel kriz sürecinde birçok gelişmiş ekonomi zayıflamış ve kriz sonrasında ülkeler hızla birbirleriyle iş birliği yapma ihtiyacı hissetmişlerdir. 2008 krizi sonrasında zayıflayan iki gelişmiş ekonomi ABD ve AB’dir. Bu zayıflama onları bir araya getirip iş birliği içine sokmuştur. ABD ve AB, 13 Şubat 2013 Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Antlaşması (TTYO) için görüşmelere başlamıştır. 8 Temmuz 2013’te ABD ve AB aralarında yapılacak olan Özel Serbest Ticaret Antlaşması’nı (STA) imzalamak için görüşmelere başlamışlardır.
ABD ve AB’yi bu ortaklıklara iten tek neden ekonomik zayıflama değildir. Ekonomik zayıflamayla beraber dünya ekonomi merkezinin Asya’ya kayması ve Çin’in sanayi alanında gücünün artmasıdır. Bu antlaşma (TTYO), ABD ve AB açısından olumlu sonuçlar doğuracak olsa da diğer ülkelerin kaygılanmasına neden olmuştur. Türkiye açısından bakıldığında da olumsuz sonuçlar doğurması muhtemel bir antlaşmadır.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi olması ve aralarındaki ticari ilişkinin dünyadaki en yüksek ticaret ağını oluşturması nedeniyle ABD ve AB’nin ortaklığa gidişi, diğer ülkeleri tedirgin etmiştir.

TTYO’nun iş istihdamının artmasında, ekonomik büyümede ve gelirin artışında önemli rol oynayacağı söylenmektedir. Bu anlaşmanın küresel ticarette ülkelerin uzlaşabilmesi amacıyla yeni kurallar koyması hedeflenmiştir. Ancak bu kuralların büyük ölçüde ABD ve AB tarafından belirleneceği düşüncesi diğer devletleri endişe içine sokmuştur.
Bu anlaşma, ABD ve AB için önemli olduğu kadar üçüncü dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler için de önem arz etmektedir. Anlaşmanın, taraflar ve üçüncü dünya ülkelerinin pazarlarına, rekabetlerine, istihdamına yapacağı etkinin artacağı söz konusudur. Aksi durumda ortaya çıkacak olan ticaret sapması, üçüncü dünya ülkelerini ciddi anlamda etkileyecektir. Yapılan araştırmalarda anlaşmanın AB ülkelerini ve ABD’yi çoğunlukla olumlu yönde etkileyeceği ortaya konmuştur. Ancak bu durum üçüncü ülkeler için aynı şekilde değildir. Üçüncü ülkelerde pazar kaybı oluşması halinde refah kaybı yaşanması da muhtemeldir. Çin, Rusya, Hindistan, Japonya, Brezilya, Kanada, Avustralya, Meksika ve Türkiye bu refah kaybını yaşayacak olan ülkeler arasında gösterilebilir. Yapılan çalışmaya göre, TTYO yürürlüğe girdikten sonra AB’nin büyümesinde artış yaşanacak ve bu da yeni iş imkanlarının oluşmasına yol açacaktır. Bu iki taraf arasındaki ekonomik ve ticari ilişkinin yeni bir dönemin başlamasına yol açacağı düşünülmektedir.
ABD ve AB arasında yapılan bu anlaşmadan Türkiye’nin de büyük ölçüde etkileneceği muhtemeldir. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakere süreci devam etmektedir. 1996 yılında Türkiye ve AB arasında yapılan Gümrük Birliği Anlaşması’na göre, AB’den Türkiye’ye gelen mallar gümrük vergisi olmadan Türkiye pazarlarına girecektir. TTYO’ya göre, ABD’den gelen mallar AB’ye gümrük vergisi olmadan girecektir. ABD’den AB’ye giren mal, serbest dolaşıma göre Türkiye’ye de gümrüksüz girecektir ancak Türkiye, aynı malın satışında ABD’ye gümrük vergisi ödeyecek ve bu nedenle bir ticaret sapması olacaktır. Türkiye ve AB arasında yapılmış olan Gümrük Birliği Anlaşması’na (GB) göre Türkiye, ABD ve AB arasında yapılmış olan Serbest Ticaret Anlaşması’na (STA) uygun hareket etmek zorundadır. Türkiye’nin tam üyelik müzakereleri uzamakta ve Gümrük Birliği Anlaşması’na tek taraflı uymaktadır. Türkiye ve ABD arasında STA olmadığı için bu durum Türkiye’yi olumsuz etkilemektedir.