AİK Yazılar Çin-Tayvan Gerilimi

Çin-Tayvan Gerilimi

Categories:

Günümüzde Tayvan, Doğu Asya’da, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ve Japonya’nın güneyinde, Filipinler’in kuzeyinde yer alan bir ada ülkesidir. Birinci Çin-Japon Savaşı sonucunda Qing Hanedanlığı (1644-1895) tarafından Meiji dönemi Japon İmparatorluğu’na bırakılan ada, 1895-1945 yılları arasında Japon kolonisi olarak kaldı. 1945’te II. Dünya Savaşı sona erdikten sonra Tayvan, savaşı kaybeden ülkelerden biri olan Japonya tarafından savaşın kazananlarından olan Çin Cumhuriyeti’ne bırakıldı. İkinci Dünya Savaşı sonrası Çin’de Çin Milliyetçi Partisi ile Çin Komünist Partisi arasında devam eden iç savaş, 1949’da Çin Komünist Partisi’nin zaferiyle sona erdi. Çin Milliyetçi Partisi lideri Chiang Kai-shek ve destekçilerinin 1949’da Tayvan’a çekilmesiyle birlikte Çin İç Savaşı’nın tarafları iki ayrı yönetim oluşturdu. Çin Komünist Partisi tarafından Çin Halk Cumhuriyeti kurulurken Chiang Kai-shek ise kendisini Çin Cumhuriyeti olarak ilan etti ve bunun ardından, Tayvan Adası’nda 1 Mayıs 1949’dan 1987’e kadar 38 yıl sürecek bir sıkıyönetim ilan etti. 1970’lere kadar ABD ve İngiltere gibi Batılı ülkelerin desteğini alan Tayvan, uluslararası arenada etkili bir role sahipken bu durum Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Çin Halk Cumhuriyeti’ni Çin’in tek meşru temsilcisi kabul etmesiyle ve ABD’nin tek Çin politikasını uygulamaya başlamasıyla birlikte değişmeye başladı. Günümüzde ise Tayvan’ın uluslararası arenadaki statüsü belirsizliğini korumaktadır.

Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan arasında tarafların birbirleriyle çatışan fikirleri ve politikaları nedeniyle sıcak çatışma potansiyeli sürekli artmakta ve bundan dolayı siyasal gerilim yaşanmaktadır. Bu durum, sadece çevredeki ülkeler için değil bütün ülkeler için çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti’nin Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi’ndeki adalar üzerindeki egemenlik iddialarını daha sık dile getirmesi, bölgedeki diğer ülkeleri ve özellikle bölgede etkin bir güç olan ve bu durumunu korumaya çalışan ABD’yi fazlaca endişelendirmektedir. Buralardaki sorunların barışçıl yöntemler ile çözülmesi bölgesel istikrar açısından daha tercih edilir bir durumdur ancak aktörler arasında zaman zaman anlaşmazlıklar ve bunun sonucu olarak da siyasi gerginlikler olmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin egemenlik iddiaları kapsamında bölgede inşa ettiği yapay adalar ile yüzölçümünü genişletmesi ve buraları silahlandırarak potansiyel bir üs haline getirmesi, Tayvan Boğazı’ndaki askeri ve deniz milisleri adı verilen balıkçı teknelerinin faaliyetlerini arttırması, yüzlerce füzesini Tayvan’a karşı konuşlandırması, Tayvan hava sahasında ihlallerde bulunması ve bu ihlallerin sayısını arttırması gibi nedenlerden dolayı sürekli bir gerginlik ortamı mevcuttur.

Bölgedeki ticaret hasılatının 5 trilyon dolardan fazla olması ve bölgenin petrol ve doğal gaz yatakları bakımından zengin olması nedeniyle bölge, hem askeri hem de ekonomik açıdan gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Bu bölgedeki zenginliklere sahip olmak ve bu bölgede kendi güvenliğini sağlamak isteyen ülkeler, bölgedeki artan gerilimden dolayı askeri güçlerini arttırarak silahlanma yarışına girmektedirler. Tayvan Boğazı’nı, Güney Çin Denizi’ni ve Doğu Çin Denizi’ni hem kontrol etmek hem de kendi güvenliğini sağlamak isteyen Çin Halk Cumhuriyeti, bunu sağlamak için bölgenin coğrafi kilit taşı olarak adlandırılabilecek olan Tayvan’ı tekrardan topraklarına katmak istemektedir ancak Tayvan, Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu isteğini net bir şekilde reddetmiştir. Tayvan’ın bu kararı alması üzerine Çin Halk Cumhuriyeti Tayvan’ı bu kararından döndürmek için bölgede yeni bir kontrol ve genişleme stratejisi uygulamaya başlamıştır. Bir uzman görüşüne göre bu stratejiye, Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2012 yılında çevresinde zengin petrol yatakları tespit edilen Paracel ve Spratly adalarından oluşan yeni bir vilayet oluşturup merkez olarak da Sansha kentini kurması ya da Filipinler’e 25 km mesafedeki Spratly Adaları’ndaki Fiery Cross mercan kayalıklarını kum ve betonla doldurarak 3 kilometre uzunluğunda pist inşa etmesi örnek olarak verilebilir.

Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan’ı kendi bağımsızlığına yönelik en büyük tehditlerden biri olarak görmektedir. Bunun nedeni ise bağımsız, Avrupa ve ABD yanlısı bir Tayvan’ın varlığının Çin’in egemenliğine ve yükselen bir güç olmasını sınırlandırılabilecek bir unsur olmasıdır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin böyle düşünmesine ve Tayvan krizinin bölgesel bir sorundan daha fazlası olmasındaki dış etkenler olarak; ABD’nin Asya Pasifik’te kurmaya çalıştığı çevreleme stratejisine Tayvan’ı dahil etmek istemesi, son zamanlarda AB’nin Tayvan’a yönelik attığı adımlar, Avrupa Parlamentosu’nun Tayvan ziyaretleri, Litvanya’nın Tayvan’da bir temsilcilik açması, yakın zamanda suikaste kurban giden eski Japonya başbakanı Şinzo Abe’nin Tayvan’ı destekler nitelikteki açıklamaları gösterilebilir.

Son zamanlarda ise Tayvan’ın uluslararası kamuoyunda popülerleşmeye ve desteklenmeye başladığı gözlemlenmektedir. Tayvan’ın Dünya Sağlık Örgütü’nün genel toplantısına katılması için oluşturulan “Taiwan Can Help” kampanyası ve BM’nin kapılarını Tayvan’a açması amacıyla oluşturulan “Give Taiwan a Voice” kampanyasının yanı sıra Tayvan’ı destekleyen bu tür kampanyalara ABD’nin ve Avrupa’nın ileri gelen siyasetçilerinin ciddi anlamda destek verdiği de görülmektedir. Bu bilgilerin ışığında, günümüz dünyasının en kompleks sorunlarından biri olan Çin-Tayvan Krizi’nin savaşa dönüşmesi durumunda hem insanlık hem de üzerinde yaşadığımız dünya için geri dönülemez ve düzeltilemez derecede yıkıcı sonuçları olacaktır. Savaşın ve gerginliğin olmadığı, insanların korkmadığı bir dünya dileğiyle!

Kaynakça

•Kaynak 1 için tıklayınız.

•Kaynak 2 için tıklayınız.

•Kaynak 3 için tıklayınız.

•Kaynak 4 için tıklayınız.

•Kaynak 5 için tıklayınız.

•Diren Doğan, TAYVAN KRİZİ EKSENİNDE ASYA PASİFİK COĞRAFYASI VE KÜRESEL SİSTEMİN GELECEĞİ

•Dr. Nejat Tarakçı, ÇİN – TAYVAN 66 YIL SONRA NEDEN GÖRÜŞTÜ?

•Okt. İshak TURAN, ABD-ÇİN İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA TAYVAN SORUNU

•A. Merthan Dündar, Türkiye’de Tayvan Çalışmaları -3

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir