Yazmış olduğum bu yazı, Doç. Dr. Deniz Dilara Dereli’nin 2016 tarihli “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Rekabet Gücüne Muhtemel Etkileri” isimli makalesine dair kendi görüşlerimi içermektedir.
Makalenin ilk kısmında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın (TTYO) nasıl ortaya çıktığını, bu ortaklığa neden ihtiyaç duyulduğu ve bu ortaklıktan neler beklendiği hususunda geçmişten makalenin yazıldığı tarihe kadar olan bir süreci ele almaktadır. Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) ticarete dair konularda sınırlı başarılar elde etmiş olması ve son zamanlarda küresel ticarette DTÖ’nün herhangi bir gelişme kaydedememesi üzerine ABD ile AB kendi büyüme hedeflerini göz önüne alarak DTÖ’nün bu sınırlı başarıları ile hedeflerine ulaşamayacaklarını değerlendirerek geçmişteki işbirliği girişimlerinden daha farklı bir strateji geliştirmelerine yol açmıştır. TTYO ile birlikte AB ve ABD yeni pazarlara girmeyi ve güçlenmeyi hem de Çin ve Hindistan karşısında kaybettikleri rekabet güçlerini geri kazanmayı amaçlamaktadır.
Makalenin ikinci kısımda TTYO’nun kapsamı değerlendirilmiştir. Transatlantik ticarette ortaklığın başlaması adına başlatılan çalışmaların ilk adımında kurulan Yüksek Seviyeli Çalışma Grubu’nun Haziran 2012 tarihli raporuna yer verilmiştir. Bu raporda TTYO’nun kapsamı gözler önüne serilmiştir. Bu kısımda yer alan bilgiler okuyucunun TTYO’nun amacı ve kapsamını anlaması için gerekli olan bilgileri en iyi şekilde verdiğini düşünmekteyim. Ayrıca AB ile ABD arasında TTYO’daki düzenleyici konularda olan uyum ile farklılıklara da değinmektedir. Dışarıdan bakıldığında bu iki ticaret ortağının her konuda uyumlu olduğu düşünülse de makalede bu iki ticaret ortağının örneğin GDO’lu gıdalar üzerine olan görüş ayrılıklarına yer verilmiştir. Birbirlerine karşı bu tür konularda nasıl bir uzlaşmaya gidecekleri hususu ise tartışmalıdır. Makalenin ikinci kısmı TTYO’nun kapsamı hususunda yeteri kadar bilgilendirdiği ve verilen örneklerle beraber okuyucuya hem tarafların uzlaştıkları noktalar hem de farklı yaklaşımlarının olduğu noktalar açısından iki taraflı bir bakış açısı sunduğu kanaatindeyim.
Makalenin üçüncü kısmında AB ile ABD arasındaki ticaretin durumu anlatılmış. Bu kısımda 2012 yılına kadar olan ticaret durumları tablolar eşliğinde makalede yer almıştır. Bu iki ticaret ortağının hem kendi aralarında olan ithalat ve ihracat değerleri hem de diğer ülkelerle olan ihracat ve ithalat değerleri anlaşılabilecek şekilde tabloda yer almıştır. Bu değerlerin tablo ile gösterilmesi hem okuyucunun anlayabilmesi hem de karşılaştırma yapabilmesi açısından oldukça kullanışlı olmaktadır.
Makalenin son kısmında ise makalenin başlığını da taşıyan TTYO’nun muhtemelen etkileri üzerinde durulmaktadır. Bu kısımda TTYO ile birlikte gerçekleşmesi muhtemel birkaç tane senaryo yer almaktadır. İlk senaryo taraflar arasında herhangi bir politika değişimi içermeyen bir temel üzerinden oluşturulmuştur. İkinci senaryo sadece tarife düzenlemelerinin gerçekleştirildiği bir kurgu, sadece hizmetlerin düzenlendiği bir kurgu ve sadece kamu ihalelerini içeren bir kurgu olmak üzere üç farklı şekilde tasarlanmıştır. Oluşturulan son senaryo ise tarifeleri, mal ve hizmetleri, yatırımları ve kamu ihalelerini eş anlı olarak değerlendiren kapsamlı bir yapıyı içermektedir. Geniş bir kapsam arz eden son senaryo, azalacak tarifeler ve kaldırılacak tarife dışı engellerin boyutuna göre mütevazı ve iddialı olmak üzere iki alt senaryo üzerinde inşa edilmiştir. (Bu kısım makaleden direkt alınmıştır.) Bu farklı senaryolara ait muhtemel ticari gelişmeler ve iki ortağın beklenen büyüme oranları üçüncü kısımda olduğu gibi tablolar ile birlikte aktarılmıştır. Muhtemel değerlerin tablo ile gösterilmesi TTYO’dan önceki durum ile TTYO’dan sonraki durumu karşılaştırmak adına oldukça işlevseldir.